16 MAYIS 2014
“ŞİZOFRENİ KORKUNÇ BİR HASTALIK MI?”
Kafkasya Üniversiteler Birliği (KÜNİB) Başkanı ve Ardahan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ramazan Korkmaz, “1. KÜNİB Tanıtım Günleri”ne Türkiye’den 36 üniversitenin katıldığını ve bunun “uluslararasılaşma” bağlamında önemli bir adım olduğunu vurguladı.
Azerbaycan’ın Başkenti Bakü’de 3-4 Mayıs 2014 tarihleri arasında düzenlenen “1. KÜNİB Tanıtım Günleri”nin açış konuşmasını yapan KÜNİB Başkanı Rektör Prof. Dr. Korkmaz, Türkiye ile Azerbaycan’ın iki kardeş ülke olduğuna vurgu yaptı. Türkiye ile Azerbaycan’ın pek çok ortak noktası olduğuna dikkat çeken KÜNİB Başkanı Rektör Prof. Dr. Korkmaz, “Büyük lider Aliyev’in söylediği gibi, Azerbaycan’la Türkiye ‘İki devlet bir millet’ olan bir birliktir. Dolayısıyla tarihi kökleri, dilleri ve kültürel değerleri aynı olan iki ülkenin geleceğini birlikte düşünmesi ve tasarlaması çok doğaldır” diye konuştu.
“Kafkasya’nın Geleceği Konusunda Üniversitelere Büyük Görevler Düşüyor”
Kafkasya coğrafyasının stratejik anlamda dünyanın kilit noktalarından biri olduğunu ve bölgenin geleceği konusunda düşünce üretme adına üniversitelere büyük görevler düştüğünü belirten KÜNİB Başkanı Rektör Prof. Dr. Korkmaz, “Yıllarca savaşlarla ve parçalanmışlıkla anılan Kafkasya coğrafyasının artık üniversitelerin stratejik planlamalarıyla şekillenmesini arzu etmekteyiz. Bu topraklardaki üniversitelerin stratejik anlamdaki yönlendirmesi, değerlendirmesi ve okunmasıyla geleceğe açılmayı arzu etmekteyiz. Bu nedenle dünyanın stratejik anlamda kilit noktası olan Kafkasya coğrafyasının geleceğini düşünmek en çok Kafkasya bölgesindeki üniversitelere ve ülkelere düşmektedir. Sonuçta biz geleceği düşünüyorsak, geleceği kuracak olan gençlerimizi muhakkak belli platformlarda birleştirmemiz ve buluşturmamız gerekiyor. Bu bakımdan bugün yapmakta olduğumuz faaliyet böyle bir geleceği birleştirme faaliyetidir.” diyerek, “Bir gelecek projeksiyonu” olarak KÜNİB faaliyetlerinin önemli olduğunu dile getirdi.
KÜNİB Başkanı Rektör Prof. Dr. Korkmaz’dan “Uluslararasılaşma” Tespiti
Türkiye’nin son yıllarda çok hızlı geliştiğini de belirten KÜNİB Başkanı Rektör Prof. Dr. Kokmaz, Türkiye’nin dünya sıralamasında üniversitelere sahip olduğunu ve bu bilim kurumlarının tüm dünyaya tanıtılması gerektiğini bildirdi. 21. Yüzyılın en önemli özelliğinin “uluslararasılaşma” olduğunu da kaydeden KÜNİB Başkanı Rektör Prof. Dr. Korkmaz, “Uluslararasılaşmayı başaran üniversiteler, ülkeler ve toplumlar geleceğin lider üniversiteleri ve toplumları olacaktır.” diyerek, KÜNİB’in toplumların geleceğine tarihi katkılar sunacağını ifade etti.
Etkinlikte söz alan Türkiye Cumhuriyeti Bakü Büyükelçisi İsmail Alper Coşkun, bu tür bir organizasyonun Azerbaycan’ın Başkenti Bakü’de yapılmasından duyduğu mutluluğu dile getirdi. Azerbaycan’ın uluslararası arenada önemli ülkeler arasında yer almaya başladığına dikkat çeken Coşkun, “Azerbaycan, Tanrı’nın ona bahşettiği olağanüstü kaynakları insan kapitaline dönüştürme arayışında. Ekonomisini çeşitlendirme arayışında. Bölgelerini kalkındırma aşamasında. Kendini dünya sahnesinde önemli bir oyuncu haline getirme arayışında ve bu aşamanın da başında değil olgunlaşmaya başladığı bir aşamasında…” diyerek, Türkiye’yle ortak tarihsel, kültürel, sosyal ve coğrafi bağları sağlam olan Azerbaycan’ın etkili ve stratejik bir ülke olma noktasında ilerlediğini bildirdi.
“Türkiye’nin Her Yerinde Başarıdan Başarıya Koşan Üniversitelerimiz Var”
Türkiye’de eğitim alanında büyük gelişmelerinolduğunu da belirten Büyükelçi Coşkun, “Bugün Türkiye’nin her yerinde başarıdan başarıya koşan, alt yapısı çok güçlü,imkanları çok kuvvetliüniversitelerimiz olduğunu gururla gözlemlemekteyim.” sözleriyle, Türkiye’deki üniversitelerin hem niteliksel hem de niceliksel olarak başarılı bir profile sahip olduğunu aktardı.
Yurt dışında eğitim gören Azeri öğrenci sayılarına da değinen Coşkun, yurt dışında eğitim gören 15 bin Azeri öğrencinin 8 bininin Türkiye’de olduğunu açıkladı. Ayrıca Coşkun, Türkiye-Azerbaycan dostluğunun devam edebilmesi ve daha da güçlenmesi için genç neslin öneminden bahsetti. Coşkun, iki ülkenin kader birlikteliğinin sürmesi için eğitimin çok önemli bir araç olduğunu belirtti.
Törende konuşan Bakü Devlet Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. AbelMeherremovise, “KÜNİB Tanıtım Günleri”nin Bakü’de gerçekleştirilmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Ardahan Üniversitesi (ARÜ) Engelsiz Üniversite Birimi tarafından, “10-16 Mayıs Engelliler Haftası” kapsamında gerçekleştirilen etkinliklere bir yenisi daha eklendi. 14 Mayıs 2014 tarihinde, ARÜ Sosyal Tesisleri Âşık Şenlik Konferans Salonu’nda “Şizofreni” konulu bir konferans düzenlendi. Şizofreni hastalığının tüm yönleriyle konuşulduğu konferans, Ardahan Devlet Hastanesi’nde görevli Uzman Doktor Mehmet Fatih Yılmaz tarafından verildi.
Saat 13.30’dan itibaren başlayan konferansa, ARÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Orhan Söylemez, ARÜ Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu Müdürü Doç. Dr. Ahmet Evren Erginal, ARÜ Çıldır Meslek Yüksekokulu Müdürü Yrd. Doç. Dr. Barış Aşçı, ARÜ Engelsiz Üniversite Birimi Sorumlusu Öğr. Gör. Betül Aşçı, çok sayıda akademik ve idari personel ile öğrenciler katıldı.
Prof. Dr. Söylemez’den “Engelsiz Üniversite Birimine”ne Teşekkür
Programın açış konuşmasını yapan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Orhan Söylemez sözlerine, Manisa’nın Soma İlçesi’nde meydana gelen kömür madenindeki kazada vefat edenlere Allah’tan rahmet ve yaralılara acil şifalar dilemesiyle başladı. Daha sonra ARÜ’nün engelsiz üniversite olma yolunda yapmış olduğu çalışmalardan bahseden Prof. Dr. Söylemez, “Bu seminerde anlatılacak olan şizofreni hastalığının hayatımızda açacağı sıkıntıların ne kadar ciddi olduğunu öğreneceğiz. Bu tür faydalı programların gerçekleşmesinde katkısı olan Betül Aşçı hocamıza çok teşekkür ediyorum.” diye konuştu.
Şizofreni, Her Kesimden İnsanda Görülebilmektedir
Şizofrenin tarihçesi, belirtileri ve tedavi yöntemleri hakkında önemli bilgiler veren Dr. Yılmaz; “Şizofreni hastalığı neredeyse insanlık tarihi kadar eskidir. M.Ö. Mısır’da dahi görmekteyiz. Bu hastalık, kadın-erkek, genç-yaşlı, zengin-fakir ayırt etmeden herkeste görülebilmektedir. Bu hastalığın en önemli unsuru “sanrı”dır. Yani hastalar kendi düşündüklerini karşıdakilerin de düşündüklerini sanmaktadır. Hastalığın farklı belirtileri de vardır. Hasta bazen ‘nesnesiz algılama olduğunu’ söylemektedir. Dışarıda olmayan şeylerin kedisine bir şeyler söylediğini ya da televizyonda çıkan kişilerin kendisine bir şeyler dediğini ifade eder. Duyduğunu sandığı seslerin söylediklerini yapmaya başlar. Bazı durumlarda duyduğu seslerin kendisine küfür ettiğini, bir şey yapması gerektiğini ve yapmadığında ceza vereceklerini söyler hastalar.” dedi.
Şizofreni Tedavi Edilebilir Bir Hastalıktır
Şizofreni hastalığı ile ilgili tedavi yöntemlerinin bulunmadığına dair toplumda yaygın bir inanış olduğunu da belirten Dr. Yılmaz, erken tedaviye alınan hastaların yüzde 20’sinin kesin olarak tedavi edildiğini; tedavi edilemeyen hastaların ise çeşitli ilaçlardan faydalandırıldığını dile getirdi. Dr. Yılmaz, şizofreni hastalarının toplum ve medyanın çeşitli kesimleri tarafından “saldırgan bir kişilik” olarak algılandıklarını, ancak bu algının kesinlikle yanlış olduğunu vurguladı. Dr. Yılmaz, sadece bazı durumlarda çeşitli hastalarda saldırganlık hallerinin görüldüğünü ifade etti.
Programda şizofreni hastalığına yakalanıp, daha sonra tedavi görüp iyileşen hastaların hikâyeleriyle ilgili videolar da izletildi.
Programda Dr. Yılmaz, katılımcılardan gelen soruları yanıtladı. Program sonunda ARÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Orhan Söylemez, Dr. Yılmaz’a “Teşekkür Belgesi” takdim etti.
|
