Ardahan Üniversitesi
ARÜ'den Haberler

20 TEMMUZ 2016 

ARÜ, AB İLE ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI’NIN OPERASYON TEKLİF ÇAĞRISI’NA YANIT VERDİ 

YÖK VE ÜNİVERSİTE REKTÖRLERİNDEN 15 TEMMUZ 2016 DARBE GİRİŞİMİNE KARŞI ORTAK AÇIKLAMA

Yükseköğretim Kurulu, milli iradeyi ve demokrasiyi ortadan kaldırmak için düzenlenen darbe girişimi ile ilgili olarak 18 Temmuz 2016 tarihinde Yükseköğretim Kurulu Başkanlığında, Devlet ve Vakıf Üniversitesi Rektörlerinin katılımıyla bir toplantı düzenledi. YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç başkanlığında yapılan toplantıya Rektör vekilimiz Prof.Dr. Gürkan Doğan da katıldı.

Toplantının açılışında 15 Temmuz darbe girişiminde hayatlarını kaybeden bütün demokrasi şehitleri için bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşımız okundu.

Prof. Dr. Yekta Saraç’ın yapmış olduğu ve söz konusu silahlı kalkışmayı kınayan açış konuşmasının ardından aşağıdaki ortak basın açıklaması hazırlandı:

KAMUOYUNA DUYURU

Yükseköğretim Kurulu, tüm üniversitelerimiz ve akademik camia olarak kamuoyuna beyan ederiz ki;

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, 15 Temmuz 2016 gecesi tarihinin en ağır saldırılarından birine maruz kalmış; ülkenin demokratik yapısı, anayasal düzeni, parlamenter sistemi, milli bütünlüğü, iç barışı ve millet iradesi hedef alınmıştır. Ülke yönetimini gayrimeşru yollardan ele geçirmek, millet iradesini kanlı bir şekilde bastırmak, halk üzerinde dış güçlere bağlı bir azınlık otoritesi oluşturmak amacıyla başlatılan bu kalkışma, yine milletin bizzat kendisi tarafından bastırılmış ve akamete uğratılmıştır.

Türkiye’nin seçilmiş, meşru Cumhurbaşkanını görevden uzaklaştırarak hayatına kastetmek, meşru hükûmeti devirmek, meşru parlamentoyu kapatarak bir cunta rejimi kurmak için gerçekleştirilen bu darbe girişiminin, yıllardır Devlet içerisine yerleşerek bütün kurumlara yayılan, Devlet içinde ayrı bir devlet gibi örgütlenen bir şebekenin girişimi olduğu alenen ortaya çıkmıştır.

Cumhurbaşkanımızın ve hükûmetimizin devlet yapısından ayıklamaya çalıştığı bu terör şebekesi, Türk Silahlı Kuvvetleri içine sızmış unsurları ve bunların sivil yapılarda hâlâ mevcut olan uzantılarıyla silahlı bir isyana teşebbüs etmiş, yönetime gayrimeşru yollarla el koymaya çalışmıştır. Gözü dönmüş bu şebekenin kirli amacına ulaşmak için eşi benzeri görülmemiş bir şekilde, Türkiye Büyük Millet Meclisini bombaladığını, Cumhurbaşkanlığı Külliyesini ele geçirmek için halkın üzerine ateş açtığını, Türk milletinin teröre karşı en önemli unsurlarından olan Özel Harekât Birliğini füze ile vurarak onlarca polisi, Boğaz Köprüsünde ve başka yerlerde sivil halkın üzerine gözünü kırpmadan ateş açarak masum ve silahsız insanları katlettiğini içimiz kan ağlayarak gördük ve yaşadık.

Cumhurbaşkanımız, Meclisimiz, Hükûmetimiz, kahraman polisimiz ve ordumuzun emir ve komuta zincirine bağlı şerefli unsurları ve tüm milletimiz dirayetle bu kalkışmayı kısa zamanda durdurmuş, ülkeyi bir uçurumun kenarından döndürmüşlerdir.

Biz Türkiye Yükseköğretim sistemini oluşturan üst kurumlar ve Üniversitelerimizin yöneticileri, öğretim elemanları ve çalışanları olarak, millet iradesine ve Türkiye’nin demokratik sistemine karşı gerçekleştirilen bu kanlı kalkışmayı lanetliyoruz.

Türkiye, demokrasi konusundaki inancını, ısrarını uzun yıllardır sürdürmektedir. Demokrasi karşıtlığına bir Başbakanı kurban verdik. Nice hükûmetler devrildi. Demokrasi karşıtları en son 1980’de silah zoruyla yönetimi ele geçirdi. Demokrasi karşıtı kalkışmalar Türk halkına ağır bedeller ödetti.

Türk halkı Demokrasi istiyor, kendi iradesiyle yönetilmek, kendi iradesiyle seçilmiş hükûmetler tarafından yönetilmek istiyor. Bu kuvvetli millet iradesi sonraki post modern darbeleri de boşa çıkardı.

Üniversite sayımız 200’e yaklaştı. Bilimsel araştırmaya Cumhuriyet tarihinde görülmemiş oranda kaynak aktarıldı. Türkiye kendi milli teknolojisini geliştirme yolunda önemli yatırımlar yaptı. Bütün bunlar halkın iradesinin yönetimde söz sahibi olması sayesinde mümkün oldu.

Türkiye’yi yavaşlatmak, önünü kesmek, tökezletmek, yapabiliyorlarsa parçalayıp yok etmek isteyen düşmanlar, bunun için birçok yol deniyorlar. Terör bunun en önemli aracıdır. Ülke ekonomisini tahrip etmek, Türkiye’yi etrafındaki savaş bataklığına sürüklemek, iç çatışmalar çıkarmak Türkiye düşmanlarının silahlarındandır. Bunun için iç unsurları ve organizasyonları da kullanıyorlar.

15 Temmuz gecesi bu oyunun yeni bir safhasına şahit olduk. Ülkemiz insanı haketmediği manzaralarla karşılaştı. Milletimiz, kendi savaş uçaklarının ve tanklarının kendi Meclisini bombaladığını, Cumhurbaşkanlığı Külliyesini vurduğunu, kendisine acımasızca ateş açtığını gördü. Bu, lanetlenesi bir girişimdir. Sorumluları bir an önce hukuk önünde hesap vermeli, hakettikleri cezalara çarptırılmalıdır.

Bu konuda Üniversitelerimize düşen görevler vardır. Devletin içindeki paralel yapılanmanın, uyuşturulmuş bu zihniyetin akademik dünyadaki uzantılarının da farklı olması beklenemez. Özgür ve bilimsel düşüncenin en büyük düşmanı olan bu yapılanmanın Üniversiteleri ele geçirmesine, ülkenin bilimsel ve teknolojik gelişmesini baltalamasına aslâ müsaade edilemez.

Başta Cumhurbaşkanımız, Meclisimiz, Hükümetimiz, kahraman polisimiz, onurlu Türk ordusu mensuplarımız ve medyamız olmak üzere, halkımızın kanıyla canıyla koruduğu demokratik parlamenter sistemimizin yanında bulunduğunu ve savunucusu olduğunu göstermek, varlık sebebi olan özgür ve bilimsel düşüncenin yanında yer almak üniversitelerimizin asli görevidir.

Bu konudaki hassasiyetimizin uygulamalarla da pekiştirileceğinden kimsenin şüphesi olmasın.

Demokrasinin en önemli savunucularından olan üniversitelerimiz için gün, demokrasiye sahip çıkma günüdür.

Bütün akademik camiamız milletin iradesine saygı ve demokrasiye sahip çıkma noktasında tek vücut halindedir.

Demokrasi şehitlerimize Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar dileriz. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

Yükseköğretim Kurulu ve Tüm Üniversite Rektörleri

YÖK’teki Toplantının Ardından  TBMM Başkanı Sayın İsmail Kahraman Meclis’te Ziyaret Edildi

YÖK Başkanlığındaki toplantıdan hemen sonra Prof. Dr. Yekta Saraç başkanlığındaki rektörler TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ı Meclis’te ziyaret ettiler. TBMM Tören Salonu’ndaki kabul sırasında ilk olarak Prof. Dr. Saraç, YÖK ve rektörlerin ortak basın açıklamasını okudu.

Meclis Başkanı Kahraman ise YÖK ve rektörlere böyle bir günde TBMM’ye yaptıkları anlamlı ziyaret ve sundukları destekten dolayı teşekkür etti. “15 Temmuz’da ülkemiz, devletimiz bir saldırıya maruz kaldı. Milli değerleri ve hassasiyetleri törpülenmiş kişiler bir isyan teşebbüsünde bulundular. Şükrederiz ki akamete uğradı” diyerek sözlerine devam eden Kahraman milletin meclisini bombalayacak kadar gözü dönmüş bu silahlı çetenin milletimiz tarafından başarısızlığa uğratılmış olmasının demokrasiye gönülden bağlı olan Türk insanının bir zaferi olduğunu belirtti.

Daha sonra İsmail Kahraman rektörler heyetini TBMM Genel Kurul Salonun’a davet etti. Burada yaptığı konuşmada Meclisin bombalandığı gece Genel Kurulda AK Parti, CHP ve MHP temsilcileriyle siperde olduklarını belirten Kahraman böylesine insanlık dışı bir saldırı altında dahi kapanmayan Meclis’in bir daha asla kapatılamayacağını vurguladı.

Genel Kurul Salonun’da YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç ve İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak da birer konuşma yaptılar ve üniversitelerimizin her zaman demokrasinin ve milli iradenin yanında yer alacağını önemle belirttiler.

Konuşmaları takiben İsmail Kahraman ve rektörler Meclisin darbe girişimi sırasındaki bombalamada zarar gören bölümlerini gezdiler.